Minimum requirements:
Processor: 1.5 Ghz
Operating System: Windows 2000, Windows XP
Memory: 512 MB RAM
DVD-ROM Drive: X6
Harddisk Space: 1 GB
Video: 64MB DirectX 8.1 compatible graphics card (GeForce 3/Radeon 8500/similar with pixel shader and vertex shader support)
Audio: DirectX compatible sound card
Direct X 9.0c (included on DVD)
------------------------------------------------------------------------------------------
Recommended requirements:
Processor: 2.5 Ghz
Operating System: Windows 2000, Windows XP
Memory: 1024 MB RAM
DVD-ROM Drive: X6
Harddisk Space: 1 GB
Video: 256MB DirectX 9.0 compatible graphics card
Audio: DirectX compatible sound card
Direct X 9.0c (included on DVD)
------------------------------------------------------------------------------------------
İnceleme ve Ekran Görüntüleri:
Yarış oyunları simülasyon ve arcade olarak ikiye ayrılır. Toca Race Driver gibi yapımlar, sürüş gerçekçiliğini ön planda tuttukları için oyuncuları bir hayli zorlarlar. Öyle ki arcade’lerde unuttuğumuz frenleri, simülasyon oyunlarında, gazdan daha fazla kullanmamız gerekir. En ufak bir bariyere sürtmemiz bile, aracımızda ciddi hasarlara yol açabilir. Neticede sürüş dinamiklerimiz etkilenir ve düz yolda bile ilerleyemez konuma düşeriz. Arcade oyunların en büyük özelliği ise eğlenceyi ön planda tutmalarıdır. Bu yüzden sürüş gerçekçiliğinden ve bazı fizik kurallarından ciddi derecede fedakarlık edilir. Saatte 200 KM hızla duvara çarpıp, yarışa devam edebileceğiniz tek tür arcade oyunlardır. Geçtiğimiz günlerde satışa sunulan Crashday’de eğlenceye yönelik yapımlardan bir tanesi. Geçtiğimiz Ocak ayı sonunda demo’su ile dikkatleri üzerine çeken yapım, şimdi tamamlanmış olarak sabit disklerimize kurulmaya hazır.
Tıpkı Stunts
Çocukluğumun en sevdiğim yarış oyunlarındandı, tek disketlik Stunts. O yıllara göre göze hoş gelen grafikleri, içerdiği otomobil seçenekleri ve kullanıcıya verdiği hız hissi ile Stunts, küçük bedenimdeki büyük yarışçıyla aynı dilden konuşuyordu. Aradan yıllar geçti ve Crashday, Stunts’da bulunan bir çok özellik ile satışa sunuldu. Yapımcılar da eski yapımdan etkilendiklerini gizlemiyorlar çünkü yapımda Stunts’a ait bir dolu fikir bulunuyor.
Ayağımı yerden kessin yeter
Crashday son derece hızlı bir videoyla ekranı şenlendiriyor. Birbirine çarpan, rampadan fırlayan, taklalar atan, yere çakılan, patlayan otomobilleri, içinizdeki trafik canavarının gözleriyle(!) büyük keyif ile izliyorsunuz. Ardından gayet sade tasarlanmış menü karşımıza geliyor. Burada ilk göze çarpanlar Track Editor, Mini Games ve Career Game oluyor. Bunların haricinde Single Event, Multiplayer, Replays ve Options var. Şimdi bunlardan kısaca bahsedelim.
Options’da alışık olduğumuz ayarlarımızı yapıp, Replays’a tıklıyoruz. Burası oyunda geçirdiğiniz keyifli anları tekrar izlemek için hazırlanmış. Böyle bir oyunda birbirinden komik birbirinden eğlenceli hatıralar geçirebilirsiniz. Açıkçası her yarış oyunu için olmasa da Replays, Crashday için gerekli bir öğe. Multiplayer ile Crashday’in keyfini arkadaşlarınız ile yaşayabilirsiniz. Geldik Single Event’a. Burada kendi seçeceğiniz yarış türü, pist ve araç ile birbirinden zorlu rakiplerimizle müsabakalara katılıyoruz. İçerdiği yarış türleri gerçekten çok ilgi çekici. Sırasıyla bahsetmek gerekirse, ilk olarak Wrecking Match’tan bahsedelim. Bu mod’da rakiplerimizi ister çarparak, ister ateş açarak parçalamaya çalışıyoruz. Önceden belirlenen parçalama adetine ilk ulaşan yarışmacı, müsabakayı kazanmış oluyor. Stunt Show ise araçlarımız ile çeşitli akrobatik hareketler yapıp, puan kazanmaya dayalı. Rampalardan atlayıp, havada defalarca takla atarak ya da içinden geçtiğimiz tünelin tavanını kullanarak, aynı doğrultuda 360 derece dönerek puan kazanabiliyoruz. Burada da önceden belirlenmiş rakama ilk ulaşan yarışmayı birinci bitiriyor. Hold the Flag, bir çok FPS oyununda karşılaştığımız bir mod’un otomobil yarışına uyarlanmış hali. Bildiğiniz Capture to Flag oyununda olduğu gibi, yani bayrağı alıp kaçmaya dayanan bu oyunda kazanmanız, bayrağı taşırken Checkpoint’lerden geçmenize bağlı. Race mod’u belki de oyunun en sıradan bölümü. Yapmanız gereken bildik yarış kurallarını kullanarak yarışmak. Pass the Bomb’da ise arabanızın üzerinde bir bomba kurulu. Diğer araçlara dokunduğunuz anda bomba diğer araca geçiyor. Burada yapmanız gerek bombayı mümkün olduğunca az taşımak ve rakip araçlarda patlamasını sağlamak. Bomb Run mod’u çok güzel düşünülmüş! Yurt dışında Speed olarak gösterime giren, ülkemizde ise Hız Tuzağı adıyla bilinen filmdeki mantık ile Bomb Run aynı! Tüm araçların üzerine bir bomba yerleştirilmiş. Sizden yapmanız istenen, belli bir hızın altına düşmemek. Eğer düşerseniz, bomba patlıyor ve yarış dışı kalıyorsunuz. Yani hem belli bir hızın altına düşmeyeceksiniz, hem de rakiplerinizden önce parkuru tamamlayacaksınız. Test Drive ise adından anlaşılacağı gibi test sürüşü. Bu mod’da istediğiniz gibi parkurları dolaşmakta özgürsünüz. Rakibiniz yok.
Single Event’tan çıkıp Mini Games’e baktığımızda, bu bölümün özelliğinin ufak müsabakalar içermesi olduğunu görüyoruz. İlk seçeneğimiz Long Jump. Kış sporlarından bir alıntı olan Long Jump’da, aracımızla uzun bir yokuş inip, ardından kısa bir rampa tırmanıyoruz. Böylelikle hız alıp girdiğimiz rampadan fırlayarak çıkıyoruz. Burada amaç en uzağa düşebilmek. Nitro kullanımına da izin verilen bu bölüm kısa ama gayet eğlenceli. Vehicle Blast’ta ise süremiz bitmeden parkuru tamamlamaya çalışıyoruz. Düz olan parkur için verilen süre aslında yeterli değil. Yapmanız gereken nitronuzu etkili kullanarak yarışı zamanında tamamlamak. Mini Games’teki açık olan son mod ise Checkpoint Chase. Kayak sporlarından fikir alınarak hazırlanmış bu bölümde, sağlı sollu checkpoint’lerin arasından geçmeye çalışıyoruz.
Career Game, isminden anlaşılacağı gibi oyunun kariyer mod’u. Size bazı yarışlar sunuluyor, onları bitirip, yeni yarışlar açıyorsunuz. Bunlardan kazandığınız puanlarla çeşitli modifiye araçları satın alıyorsunuz. Single Event’ta ne kadar seçenek varsa kariyerde de o bölümleri oynuyorsunuz.
Kendi parkurunun kralı
Menüdeki seçeneklerden belki de en alışık olmadığımız ismi Track Editor. Burada oyun içerisindeki her materyali kullanarak, kendi yarış pistlerinizi hazırlayabiliyorsunuz. İster gaz pedalından ayağınızı çekemeyeceğiniz kadar hızlı bir parkur tasarlayın ister de arazi şartlarında, tümseklere, çukurlara girip çıkın. Herşeyiyle siz ait bir pist. Kullanabileceğiniz materyaller de oldukça zengin. Rampalardan parçalanmış yollara, tünellerden çeşitli tuzaklara kadar onlarca öğe, kendi yarış alanınızı şekillendirmeniz için size sunulmuş durumda!
Menüleri ve oyun mod’larını tanıttıktan sonra nihayet sıra geldi yarışa. Aslında yarış demek gerçekten de lafın gelişi çünkü Crashday’de yarışmıyoruz ki, savaşıyoruz! Örnek olarak Wrecking Match’de araçlarımızın kenarına bir minigun yerleştiriliyor. Bize düşen rakiplerimizi silahlarımız ile patlatmak! Tabi bu yarıştan önceki ayarlarda silah seçmeyi kapatırsak, işler biraz daha Destruction Derby havasına dönüyor. Eski oyuncular bilirler. Destruction Derby’de, yuvarlak bir arenada otomobiller birbirlerine çarpışıyor ve en son hayatta kalan müsabakayı kazanıyordu. Eğer Crashday’de silah seçimini kapatırsanız, rakip otomobillerle çarpışmaktan başka çareniz yok.
Bir kere oyunun hasar modellemeleri çok başarılı. Need for Speed serisi oynamaktan unuttuğumuz hasar modellemeleri, Crashday ile çok şahane bir şekilde hafızalara kazınıyor. Yani tamamen hasarsız, sıfır bir otomobili görsel olarak adeta bir hurdaya çevirebiliyoruz. Görsel olarak dememin sebebi, hurdaya çıkmış bir aracın kolay kolay yol alamayacağıdır ancak yazının başında yaptığım simülasyon ve arcade tanımı gereğince, Crashday’de paramparça bir araçla bile yarışmak mümkün.
Oynanabilirlikten bahsedecek olursak, yapımın en büyük eksiği burada cereyan ediyor. Açıkçası çok kötü bir oynanabilirliği yok ama çok da başarılı bir oynanış da vadetmiyor. Bunun en önemli sebebi dönüşlerde yaşadığınız hantallık. Yani böylesine arcade bir oyunda bile dönüşlerin bu kadar ağır olması çok şaşırtıcı. Ben bu oyunu oynarken yanımdaki makinada Arda, Toca Race Driver 3’ü oynuyordu. Açıkçası TRD 3, simülasyon oyunu olmasına karşın, arçaların dönüşleri Crashday’e göre çok daha dinamik olduğunu gördüm! Maalesef bu yönden Crashday biraz eksi puan alıyor.
Grafikler ve seslere gelince, evvela görüntülerin başarılı olduğunu söylemek gerek. Çok detaylı değiller ama iyi görünüyorlar. Bunun en büyük nedeni ise oyunda kullanılan renkler. Bir çok arcade’de olduğu gibi cıvıl cıvıl renkler değil, son derece gerçek hayatın içindeki, soluk renkler kullanılmış. Bunun haricinde hasar modellemeleri oldukça göze başarılı. Ayrıca görsel yönden bir artı da kokpit kamerası sayesinde geliyor! Son zamanlarda bir çok yarış oyununda atlanan bu kamera, Crashday’de mevcut! Sesler için söylenecek çok birşey yok. Seslendirmeler kulağı tırmalamıyor. Araçların sesleri gerçekçi. Burada asıl artı müziklere geliyor. Bu konuda oyunun yapımcı firması Moon Byte Studios başarılı olmuş.
Oyunla ilgili genel kanımız olumlu. Crashday, rakiplerinde çok fazla göremediğimiz hasar modellemesi üzerine kurulu bir oyun. Tabi hal böyle olunca iş sıradan bir yarış oyunundan çok çarpışmalı ve parçalamalı bir hal alıyor. İşte Crashday de tam böyle. Ayrıca geniş ve eğlenceli mod’ları, oyunun oynanma süresini bir hayli artıracak. Kokpit kamerası da, bir çok yapımda olmadığı için Crashday’e artı puan kazandırıyor. Alıp oynarsanız, eğlenceli vakitler geçireceğiniz muhtemel. Buna karşın gerçekçiliğin ön planda tutulduğu bir yarış oyunu arıyorsanız, şu sıralar Toca Race Driver 3’ü deneyebilirsiniz! Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın…
------------------------------------------------------------------------------------------
http://www.freewebs.com/xkolerax/Crashday.htmlİNDİR:
http://rapidshare.com/files/136387727/Crashday.rar.htmlRar şifresi :
http://rapidshare.com/files/13773126...351_ifresi.txt